2. "Biz kendimiz ve çocuklarımız iyiyiz. Büyük Tanrı
işlerimizi arzumuza göre gerçekleştiriyor.
3. Kötü niyetli bazı arkadaşlarımız ısrar ederek krallığımızda
bulunan Yahudiler'i bir araya getirip birer hainmişçesine acımasız
işkencelerle onları cezalandırmamızı isteyip bizi ikna ettiler.
4. Gerekçeleri de şuydu: Bu insanların bütün uluslara karşı kötü
niyetli olmaları nedeniyle bunlar yapılmadıkça hükümetimizin
sağlamlaştırılmasının olanaksızlığını anlattılar.
5. Bu kişiler de Yahudiler'i köleler ya da daha doğrusu hainlermiş
gibi kötü davranışlarla İskitler'in geleneksel tutumlarından daha acımasız bir
gaddarlık kuşanarak, soruşturma ve inceleme yapmadan öldürmeye kalkıştılar.
6-7. Fakat bu eylemlerden dolayı onları çok sert bir şekilde
tehdit edip tüm insanlara karşı beslediğimiz acıma duygusu uyarınca yaşamlarını
zorla kurtardık. Bir babanın kendi çocuklarına karşı davranışı gibi göklerin
Tanrısı'nın kesinlikle Yahudiler'i koruyacağını farkettiğimiz ve atalarımızla
bize karşı besledikleri sarsılmaz iyi niyetleri ve dostluklarını da
değerlendirdiğimiz için biz adil davranarak onları konusu ne olursa olsun her
suçlamadan akladık.
8. Hiç bir yerde onlara zarar vermeden ya da olup bitenler için
onları mantıksızca kınamadan hepsinin kendi evlerine dönmelerini buyurduk.
9. Çünkü eğer onlara karşı herhangi bir kötülük tasarlarsak ya da
onları en ufak bir şekilde üzersek bizim karşımızda ölümlü birini değil, her
güce sahip olan Egemen, yüce Tanrı'nın kendisini yaptıklarımızın öcünü
kaçınılmaz bir biçimde alan bir düşman olarak bulacağımızı bilmeniz
gerekiyor. Sağlıcakla kalın."
10. Bu mektubu aldıklarında Yahudiler ayrılmak için acele
etmediler. Fakat kutsal Tanrı'ya ve O'nun yasasına karşı bilerek günah işleyen
Yahudiler'in, hak ettikleri cezayı kendi ellerinden almalarını kraldan
istediler.
11. Mideleri uğruna kutsal buyruklara karşı gelenlerin hiç bir
zaman kralın yönetimi için içtenlikle davranmayacak ve yararlı olmayacaklarını
ileri sürdüler.
12. Bunun üzerine kral söylediklerinin doğruluğunu kabul ederek
kraliyet iznine ya da denetimine gerek kalmaksızın krallığının her köşesinde
Tanrı'nın yasasını çiğneyenleri diledikleri gibi yok etmeleri için onlara genel
yetki verdi.
13. Kralı uygun bir şekilde alkışladıktan sonra kâhinler ve tüm
kalabalık "Haleluya" diye haykırarak sevinç içinde ayrıldılar.
14. Yollarına giderken karşılaştıkları yurttaşlarından kirlenmiş
olanları herkesin önünde utanç verici bir ölümle cezalandırdılar.
15. O gün üç yüzden fazla insanı öldürdüler. Tanrı'ya karşı saygısız
olanları yok ettikleri için bu günü sevinçli bir bayram olarak anmaya karar
verdiler.
16. Fakat ölümle burun buruna gelip de Tanrı'ya sımsıkı tutunarak
kurtulmuşluğun tadını çıkaranlar, çeşitli güzel kokulu çiçeklerle süslenmiş
olarak sevinçle, yüksek sesle, övgü sözleriyle ve her türlü ezgiyle atalarının
Tanrısı'na, İsrail'in sonsuz kurtarıcısına şükrederek kentten ayrıldılar.
17. Yerin bir özelliğinden dolayı "Gül taşıyıcı" olarak
adlandırılan Ptolemais'e vardıklarında, halkın isteği uyarınca donanmayı yedi
gündür kedilerini bekler buldular.
18. Orada kurtuluşlarını kutladılar. Çünkü kral, kendi evlerine
varana dek yolculukları için gereken her şeyi cömertçe sağlamıştı.
19. Esenlikle karaya çıktıkları zaman orada kaldıkları sürece bu
günleri de aynı şekilde uygun şükranlarla neşeli bir bayram olarak geçirmeye
karar verdiler.
20. Bunları kutsal bir sütunun üzerine yazıp bayram alanında bir
dua yeri adadıktan sonra sağ salim, özgür ve sevinçten uçarcasına oradan
ayrıldılar. Çünkü kralın buyruğu uyarınca hepsi kara, deniz ve ırmak yoluyla
kendi evlerine sağ salim götürülmüşlerdi.
21. Onur ve dehşetle bakıldıkları için düşmanları arasında da
daha çok itibar gördüler. Ayrıca hiç kimse eşyalarına el koyamıyordu.
22. Ayrıca tutulan kayıtlara göre hepsi mallarının tümünü yeniden
elde ettiler. Kim elinde malını tuttuysa büyük korkuyla onlara geri verdi.
Böylece ulu Tanrı kurtuluşları için şaşılası harikalar yaratmıştı.
23. İsrail'in Kurtarıcısına sonsuzlara dek övgüler olsun! Amin.