2. Ancak Teodotus adında bir adam, tasarladığı düzeni
gerçekleştirmekte kararlıydı. Daha önce kendisine verilen Ptolemaik'in
silahlarını alıp geceleyin Ptolemi'nin çadırına girdi. Amacı tek başına onu
öldürüp savaşa son vermekti.
3. Fakat Drimilus'un oğlu olarak tanınan ve aslen Yahudi olan, ama
sonradan ataların geleneklerine ihanet edip dinini değiştiren Dositeus, kralı
uzaklaştırıp çadırında önemsiz bir kişinin bulunmasını sağlamıştı. Böylece
kralı hedef alan öç bu kişinin başına geldi.
4. Şiddetli bir çatışma oldu, savaşı Antiyokus kazanıyor gibiydi.
Arsino dövünerek saçları dağınık bir biçimde gözyaşları içinde askerlerin
önüne gidip savaşı kazanmaları durumunda her birine iki mina altın vereceğini
söyledi. Böylece kendilerini, karılarını ve çocuklarını cesurca savunmaları
için onları teşvik etti.
5. Sonunda düşman bozguna uğratıldı ve çok sayıda esir alındı.
6. Kurulan düzeni bozduktan sonra Ptolemi yakın kentleri ziyaret
edip onları teşvik etmeye karar verdi.
7. Ziyarette bulunarak ve kutsal yerlerine armağanlar bağışlayarak
halkının cesaretini güçlendirdi.
8. Yahudiler, kendisini karşılamak, olup bitenlerden dolayı kutlamak
ve ona armağanlar sunmak üzere ihtiyarları ve kurul üyelerinin bazılarını
gönderdikleri için Filopator en kısa zamanda onları ziyaret etmek için
sabırsızlanıyordu.
9. Yeruşalim'e vardıktan sonra en ulu Tanrı'ya kurban kesip şükran
sunuları sunarak kutsal yere uygun düşeni yaptı. Bunun üzerine alana girip
güzelliğinden ve mükemmelliğinden etkilenerek
10. tapınağın
harika düzenine hayran kaldı ve yüreğinde Kutsal Yer'e girme arzusu doğdu.
11. Kendi halkından
kişilere, hatta kâhinlere bile tapınağa girmenin yasak olduğunu, hepsinden
üstün olan başkâhinin bile yalnız yılda bir kere girebildiğini ve bu yüzden
kendisinin de girmesinin yasak olduğunu söylediklerinde kral hiç ikna olmadı.
12. Kutsal Yasa
kendisine okunduktan sonra bile girme hakkına sahip olduğunu ileri sürmekten
vazgeçmeyerek, "O adamlar bu onurdan yoksun kılınmış olsa da ben yoksun
kalmamalıyım" dedi.
13. Bunun üzerine
diğer tapınaklara girdiğinde neden kimsenin onu engellemediğini sordu.
14. Birisi
düşüncesiz bir şekilde bunu bir uğur belirtisi olarak görmenin doğru
olmadığını söyledi.
15. Kral şöyle
karşılık verdi: "Fakat oralara girebildiğime göre buraya girmemi
isteseler de istemeseler de girmemin bir sakıncası olmamalı."
16. Bunun üzerine
kutsal giysilerini giymiş kâhinler yere kapanıp bulundukları durumda ulu
Tanrı'nın yardım etmesi ve bu kötü niyetin yol açacağı felaketi önlemesi için
yalvardılar. Tapınağı feryatlar ve gözyaşlarıyla doldurdular.
17. Kentte
kalanlar gizemli bir olayın gerçekleştiğini düşünerek rahatsız olup acele ile
dışarı çıktılar.
18. İnzivaya
çekilmiş genç kadınlar odalarından çıkıp annelerine koştular, saçlarına toz
serperek sokakları ağıtlar ve iniltilerle doldurdular.
19. Evlenmek üzere
yeni süslenmiş gelinler, evlilik birleşmesi için hazırlanmış zifaf odalarını
terk edip sergilenmesi gereken ağırbaşlı tutumu boşlayarak kente büyük bir
telaş içinde akın ettiler.
20. Anneler ve
dadılar yeni doğmuş bebekleri, bazılarını evlerde bazılarını sokaklarda oraya
buraya bırakıp arkalarına hiç bakmadan yüce tapınakta toplandılar.
21. Kralın Kutsal
Yer'e karşı yapmayı düşündüğü saygısızlıktan dolayı oraya toplanan halkın
yalvarışları çoktu.
22. Ayrıca daha
cesur olan yurttaşlar ne kralın tasarılarının ne de niyetlendiği amacın
gerçekleşmesini içlerine sindiremiyorlardı.
23. Bunlar,
Kutsal Yer'de büyük bir kargaşa yaratarak bağırıp yurttaşlarını silah kuşanmaya
ve atalarının yasası için cesaretle ölmeye çağırdılar. Yaşlı erkekler ve
ihtiyarlar tarafından zorla engellenerek diğerleriyle aynı şekilde durarak
yalvarmaya başladılar.
24. Bu arada
kalabalık dua etmeyi sürdürdü,
25. aynı zamanda
krala yakın olan ihtiyarlar onu, çeşitli yollarla niyetlendiği tasandan
vazgeçirmeye ve kibirli düşüncesini değiştirmeye çalıştılar.
26. Fakat o
küstahlaşıp hiçbir şeye aldırış etmedi ve sözü edilen düşünceyi gerçekleştirmek
için yaklaşmaya başladı.
27. Çevresindekiler
bunu görünce halkımızla birlikte içinde bulundukları sıkıntıda onları
savunacak güçte Olan'ı çağırmaya ve bu yasa dışı ve küstahça davranışa göz
yummaması için yalvarmaya başladılar.
28. Kalabalıkların
sürekli, şiddetli ve güçlü feryadı büyük bir gürültü yarattı.
29. Kutsal Yer
kirleneceğine herkes gerçekten ölmeyi yeğlediği için yalnız insanlar değil,
sanki duvarlar da tüm yeryüzü de feryat ediyordu.